25 Temmuz 2007 Çarşamba

büyümek veya büyümemek, işte bütün mesele bu

deşiyorum aklımı, çıkarmam gereken şeyler var onun içinden. öncelikler var halletmem gereken, kararı verilecek şeyler var. ve aklımın içinde, bütün bu karmaşanın orta yerinde biri duruyor. bakışları anlamsız, isteksiz biri. içinde yaşamaktan başka arzusu yok sanki. konuşuyoruz arada, yorgun bıkkın bir sesi var, yetmiş yaşında gibi. "martılar" diyor, "çok özeniyorum onlara. onlar ki yaşıyorlar şu dünyada yalnız, yaşamak tüm amaçları."
bir gün dillendirdim bu düşüncelerimi, dedim: "yaşamak istiyorum yalnız. sadece yaşamak, ne eksik ne fazla. aynı bir martı gibi, simitler ve vapurlar peşinde öylesine uçmak tek dileğim."
aldığım tepki ilginçti, "hayır" dedi, yanımdaki hatun kişi, "hayır bana yetmez, bir şeyler yapmalı, yararlı şeyler yapmalı"
şimdi bakıyorum etrafıma, yapılan her yararlı şey eksik, her yararlı şey zararlı. insanın gelişimi dünyanın çöküşünü hızlandırıyor. ve tüm bunların ortasında ben, kapışmazsa ölecek olan ben isteksizce duruyorum. kurallarına uyduğum takdirde evimi yok edeceğimi bile bile kuracağım ailemi, yaşayacağım geçici hazlarla ve derinliklerde bir yerde yalnız benim duyduğum, çaresizliğin verdiği acı içinde öleceğim yine de. ve en kötüsü de ne yaparsam yapayım, çocuklarıma kötü bir dünya bırakacağım. ne yaparsam yapayım!